Yûsuf Suresi 88. Ayet Meali
فَلَمَّا دَخَلُوا۟ عَلَيْهِ قَالُوا۟ يَٰٓأَيُّهَا ٱلْعَزِيزُ مَسَّنَا وَأَهْلَنَا ٱلضُّرُّ وَجِئْنَا بِبِضَٰعَةٍ مُّزْجَىٰةٍ فَأَوْفِ لَنَا ٱلْكَيْلَ وَتَصَدَّقْ عَلَيْنَآ ۖ إِنَّ ٱللَّهَ يَجْزِى ٱلْمُتَصَدِّقِينَ
Fe lemmâ dehalû aleyhi kâlû yâ eyyuhel azîzu messenâ ve ehlened durru ve ci’nâ bi bidâatin muzcâtin fe evfi lenel keyle ve tesaddak aleynâ, innallâhe yeczîl mutesaddikîn(mutesaddikîne).
Bunun üzerine (Mısır’a dönüp) Yûsuf’un yanına girdiklerinde, “Ey güçlü vezir! Bize ve ailemize darlık ve sıkıntı dokundu. Değersiz bir sermaye ile geldik. Zahiremizi tam ölç, ayrıca bize sadaka ver. Şüphesiz Allah, sadaka verenleri mükâfatlandırır” dediler.
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- böylece
- فَلَمَّا
- girdiklerinde
- د خ ل
- دَخَلُوا
- onun huzuruna
- عَلَيْهِ
- dediler ki
- ق و ل
- قَالُوا
- ey
- يَا أَيُّهَا
- vezir
- ع ز ز
- الْعَزِيزُ
- bize dokundu
- م س س
- مَسَّنَا
- ve çocuklarımıza
- ا ه ل
- وَأَهْلَنَا
- darlık
- ض ر ر
- الضُّرُّ
- ve geldik
- ج ي ا
- وَجِئْنَا
- bir sermaye ile
- ب ض ع
- بِبِضَاعَةٍ
- değersiz
- ز ج و
- مُزْجَاةٍ
- tam ver
- و ف ي
- فَأَوْفِ
- bize
- لَنَا
- ölçyü
- ك ي ل
- الْكَيْلَ
- ve tasadduk eyle
- ص د ق
- وَتَصَدَّقْ
- bize
- عَلَيْنَا
- çünkü
- إِنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- mükafatlandırır
- ج ز ي
- يَجْزِي
- tasadduk edenleri
- ص د ق
- الْمُتَصَدِّقِينَ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111