Yûsuf Suresi 111. Ayet Meali
لَقَدْ كَانَ فِى قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ ۗ مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَىٰ وَلَٰكِن تَصْدِيقَ ٱلَّذِى بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ كُلِّ شَىْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Lekad kâne fî kasasıhim ibretun li ûlîl elbâb(elbâbi), mâ kâne hadîsen yufterâ ve lâkin tasdîkallezî beyne yedeyhi ve tafsîle kulli şey’in ve huden ve rahmeten li kavmin yu’minûn(yu’minûne).
Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- elbette
- لَقَدْ
- ك و ن
- كَانَ
- vardır
- فِي
- onların hikayelerinde
- ق ص ص
- قَصَصِهِمْ
- ibret
- ع ب ر
- عِبْرَةٌ
- sahipleri için
- ا و ل
- لِأُولِي
- akıl
- ل ب ب
- الْأَلْبَابِ
- مَا
- (bu) değildir
- ك و ن
- كَانَ
- bir söz
- ح د ث
- حَدِيثًا
- uydurulacak
- ف ر ي
- يُفْتَرَىٰ
- ancak
- وَلَٰكِنْ
- doğrulanmasıdır
- ص د ق
- تَصْدِيقَ
- kimsenin
- الَّذِي
- ب ي ن
- بَيْنَ
- kendinden öncekinin
- ي د ي
- يَدَيْهِ
- ve açıklamasıdır
- ف ص ل
- وَتَفْصِيلَ
- her
- ك ل ل
- كُلِّ
- şeyin
- ش ي ا
- شَيْءٍ
- ve bir hidayettir
- ه د ي
- وَهُدًى
- ve rahmettir
- ر ح م
- وَرَحْمَةً
- toplumlar için
- ق و م
- لِقَوْمٍ
- inanan
- ا م ن
- يُؤْمِنُونَ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111