Yûsuf Suresi 40. Ayet Meali
مَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِهِۦٓ إِلَّآ أَسْمَآءً سَمَّيْتُمُوهَآ أَنتُمْ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَٰنٍ ۚ إِنِ ٱلْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ ۚ أَمَرَ أَلَّا تَعْبُدُوٓا۟ إِلَّآ إِيَّاهُ ۚ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلْقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Mâ ta’budûne min dûnihî illâ esmâen semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ enzelallâhu bihâ min sultân(sultânin), inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), emere ellâ ta’budû illâ iyyâh(iyyâhu), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
“Siz Allah’ı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlere (düzmece ilâhlara) tapıyorsunuz. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah’a aittir. O, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir. İşte en doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- مَا
- siz tapmıyorsunuz
- ع ب د
- تَعْبُدُونَ
- مِنْ
- o’nu bırakıp
- د و ن
- دُونِهِ
- başkasına
- إِلَّا
- (boş) isimlerden
- س م و
- أَسْمَاءً
- isimlendirdiği
- س م و
- سَمَّيْتُمُوهَا
- sizin
- أَنْتُمْ
- ve atalarınızın
- ا ب و
- وَابَاؤُكُمْ
- مَا
- indirmemiştir
- ن ز ل
- أَنْزَلَ
- Allah
- اللَّهُ
- onlar hakkında
- بِهَا
- hiçbir
- مِنْ
- delil
- س ل ط
- سُلْطَانٍ
- yoktur
- إِنِ
- (hiçbir) Hüküm
- ح ك م
- الْحُكْمُ
- dışında
- إِلَّا
- Allah’ın
- لِلَّهِ
- O emretmiştir
- ا م ر
- أَمَرَ
- أَلَّا
- tapmamanızı
- ع ب د
- تَعْبُدُوا
- başkasına
- إِلَّا
- kendisinden
- إِيَّاهُ
- işte budur
- ذَٰلِكَ
- din
- د ي ن
- الدِّينُ
- doğru
- ق و م
- الْقَيِّمُ
- ama
- وَلَٰكِنَّ
- çoğu
- ك ث ر
- أَكْثَرَ
- insanların
- ن و س
- النَّاسِ
- لَا
- bilmezler
- ع ل م
- يَعْلَمُونَ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111