Yûsuf Suresi 24. Ayet Meali
وَلَقَدْ هَمَّتْ بِهِۦ ۖ وَهَمَّ بِهَا لَوْلَآ أَن رَّءَا بُرْهَٰنَ رَبِّهِۦ ۚ كَذَٰلِكَ لِنَصْرِفَ عَنْهُ ٱلسُّوٓءَ وَٱلْفَحْشَآءَ ۚ إِنَّهُۥ مِنْ عِبَادِنَا ٱلْمُخْلَصِينَ
Ve le kad hemmet bihî ve hemme bihâ, levlâ en reâ burhâne rabbih(rabbihi), kezâlike li nasrife anhus sûe vel fahşâ(fahşâe), innehu min ibâdinel muhlesîn(muhlesîne).
Andolsun, kadın ona (göz koyup) istek duymuştu. Eğer Rabbinin delilini görmemiş olsaydı, Yûsuf da ona istek duyacaktı. Biz, ondan kötülüğü ve fuhşu uzaklaştırmak için işte böyle yaptık. Çünkü o, ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- andolsun
- وَلَقَدْ
- kadın arzu etmişti
- ه م م
- هَمَّتْ
- onu
- بِهِ
- o da arzu etmişti
- ه م م
- وَهَمَّ
- onu
- بِهَا
- eğer
- لَوْلَا
- أَنْ
- görmeseydi
- ر ا ي
- رَأَىٰ
- doğruyu gösteren delilini
- ب ر ه ن
- بُرْهَانَ
- Rabbinin
- ر ب ب
- رَبِّهِ
- böylece
- كَذَٰلِكَ
- çevirmek istedik
- ص ر ف
- لِنَصْرِفَ
- ondan
- عَنْهُ
- kötülüğü
- س و ا
- السُّوءَ
- ve fuhşu
- ف ح ش
- وَالْفَحْشَاءَ
- çünkü o
- إِنَّهُ
- مِنْ
- kullarımızdandır
- ع ب د
- عِبَادِنَا
- ihlasa erdirilmiş
- خ ل ص
- الْمُخْلَصِينَ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111