Enbiyâ  Suresi 40. Ayet Meali

بَلْ تَأْتِيهِم بَغْتَةً فَتَبْهَتُهُمْ فَلَا يَسْتَطِيعُونَ رَدَّهَا وَلَا هُمْ يُنظَرُونَ
Bel te’tîhim bagteten fe tebhetuhum fe lâ yestetî’ûne reddehâ ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).
Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek, ne de kendilerine göz açtırılacak.

    Türkçesi

    Kökü

    Arapçası

  • doğrusu
  • بَلْ
  • o onlara gelecek
  • ا ت ي
  • تَأْتِيهِمْ
  • ansızın
  • ب غ ت
  • بَغْتَةً
  • onları şaşırtacak
  • ب ه ت
  • فَتَبْهَتُهُمْ
  • فَلَا
  • güçleri yetmeyecek
  • ط و ع
  • يَسْتَطِيعُونَ
  • onu reddetmeye
  • ر د د
  • رَدَّهَا
  • ve ne de
  • وَلَا
  • kendilerine
  • هُمْ
  • süre verilecek
  • ن ظ ر
  • يُنْظَرُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek, ne de kendilerine göz açtırılacak.
  • Diyanet Vakfı: Bilâkis kendilerine o (kıyamet) öyle âni gelir ki, onları şaşırtır. Artık, ne reddedebilirler onu, ne de kendilerine mühlet verilir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Doğrusu o azap onlara ansızın gelecek de kendilerini dondurakalacaktır; artık ne geri çevrilmesine göçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Doğrusu bu azap onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacaktır. Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir.
  • Ali Fikri Yavuz: Doğrusu bu azab (kıyamet), onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacaktır. Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Doğrusu o onları bağdeten gelecek de kendilerini dondura kalacak, artık ne reddini güçleri yetecek ne de kendilerine mühlet verilecek
  • Fizilal-il Kuran: Aslında o tehdit, apansız bir şekilde karşılarına çıkıverir de şaşkınlıktan donakalırlar. O zaman onu ne başlarından savabilirler ve ne de kendilerine mühlet verilir.
  • Hasan Basri Çantay: Belki (bu), onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacakdır. Artık onu redde muktedir olamayacaklar (ı gibi), onlara mühlet de verilmeyecekdir.
  • İbni Kesir: Doğrusu o aniden gelecek ve onları şaşırtacaktır. Artık onu geri çevirmeye güçleri yetmeyecektir. Ve onlara mühlet de verilmeyecektir.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Belki onlara ansızın gelecek, hemen onları hayrette bırakacak, artık onu ne redde takat getirebileceklerdir ve ne de onlara mühlet verilecektir.
  • Tefhim-ul Kuran: Hayır, onlara apansız gelecek de, böylece onları şaşkına çevirecek; artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ve ne de onlara süre tanınacak.

  • Warning: include(turkce/bil/4sehir.php): Failed to open stream: No such file or directory in C:\inetpub\vhosts\namazlife.com\httpdocs\_templates\turkce\bil\vaktin-cagrisi.php on line 27

    Warning: include(): Failed opening 'turkce/bil/4sehir.php' for inclusion (include_path='.;.\includes;.\pear') in C:\inetpub\vhosts\namazlife.com\httpdocs\_templates\turkce\bil\vaktin-cagrisi.php on line 27
    • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık
    • Sistemli Evden Eve Nakliyat
    • antepevdenevetasimacilik.com
    Vaktin Çağrısı
    Güncel
    Dini Hayat
    • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık
    • Sistemli Evden Eve Nakliyat
    • antepevdenevetasimacilik.com