Namaz Vesveseleri
İblis namazdaki bazı kimselere de okudukları dua ve surelerin okunuşu hususunda vesvese verir. Kişi örneğin Fatiha suresini okurken "elhamdu elhamdu" diye tekrarlar durur. Böylece namaz adabını çiğner şeytan bazen şeddeyi bastırarak okutmada, bazen fatihanın "mağdûbi" kelimesindeki Dâd harfinin çıkartılmasında vesvese verir. Birisini gördüm bu kelimeyi söylerken Dâdın üzerinde öyle duruyordu ki ağzından tükürüğü çıkıyordu. Hâlbuki harfi başka harflere benzemeyecek şekilde, olduğu gibi okumaktır. Ama iblis bu kelimeleri bundan öteye götürüp harfler üzerine durdurtur ve onların okuduklarını anlamaktan alıkoyar. Bu vesveselerin hepsi iblistendir. Sehl b. Ebi Umâme ona şöyle anlattı: Ben ve babam, Enes b. Malik'in (r.) yanına vardık. Sanki yolcu namazı gibi kısa süren hafif bir namaz kıldı. Selam verince babam "Allah (c.) sana rahmet eylesin. Acaba bu namazın Rasulullah'ın (s.) farz namazı gibi mi yoksa nafile mi kıldın?" dedi. O: Bu Rasullullah'ın (s.) namazıdır. Ondan farklı olarak, sadece bir yerde hata yaptım (ve onun için de sehiv secdesi yapmak zorunda kaldım). Rasullullah (s.) şöyle buyururdu: "Kendinize dini zorlaştırmayın, sonra Allah da size zorlaştırır. Çünkü bir takım kimseler (Hıristiyanlar) kendilerine zorlaştırmışlardı; Allah da (c.) onlara zorlaştırmıştı. İşte manastırda yaşayanlar. Onların kalıntılarıdır!" dedi. İcat ettikleri biz onlara yazmamıştık (farz kılmamıştık) (Hadid, 27)
Osman b. Ebî Âs der ki: Rasullullah'a (s.) "Şeytan benimle namazım arasına girdi ve okumamı yanılttı." dedim. Buyurdu ki: O "Hanzep" adında bir şeytandır. Onu hissettiğinde Allah'a (c.) sığın "Eûzübillahi."yi oku ve sol tarafına hafifçe tükür!" söylediğini yaptım, Allah (c.) onu benden defetti.
Niyet Vesveseleri
İblis pek çok âbidi de kandırmış ve ona ibadetin sadece niyetten olduğu fikrini empoze etmiştir. Şeytan vesvesesine bir kimse namaz öncesi söyleye geldiği niyetle namazın hangi vakit namazı olduğu kaza mı eda mı yoksa hangi namaz olduğu (Kılınan namaz farz ise bunun hangi vakit namazı olduğunu; eda mı kaza mı olduğu hususunu akıldan geçirmek şarttır. Sünnet ve nafilelerde ise bunlar şart değildir. ) gibi hususları bir arada aklından geçirmeye ve diliyle söylemeye çalışır. Bu aslında imkânsız bir şeydir. Bir kişi âlim geldiğinde ayağa kalktığında bunun gibi niyet hazırlamaya kalkışsa zorlanacaktır. Bu örneği bilen kişi niyetin de ne olduğunu öğrenir. Niyetin tekbirden kısa süre öncesinde yapılmasında bir beis yoktur. Hal böyle iken onu tekbirle bitişik yapmaya çalışmanın anlamı nedir? Kaldı ki niyet ettikten sonra onu bozmadığı sürece niyetini tekbirle bitiştirmiş sayılır.
Tekbir Vesveseleri
Bu vesveselilerden bazısı sanki namazdan maksat sadece tekbirmişçesine tekbiri bin bir güçlükle yapıp getirdikten sonra namazdan tamamen gafil olur. Aklı başka yere gider, dikkati dağılır. Bu bir aldatmacadır ve kişi bundan şunu düşünerek kurtulur: tekbirden maksat namaza girmektir. Ev mesabesinde olan namazı ihmal edipte kapı mesabesinde olan tekbire takılıp kalmanın, onunla meşgul olmanın mantığı nedir?
Vacipin Terki
İblisin aldattığı bir takım kimseler asılsız gerekçelerle ve tevillerle birçok sünnetleri terk etmişlerdir. Bunlardan bazısı cemaatte ilk safı terk eder ve "önemli olan kalplerin Allah'a yakın olmasıdır." der. Bazısı namazda el bağlamaz ve "Kalbimde olmadığı hakkında huşulu görünmek istemiyorum" der. Bazısı büyük kişilerden her iki hareket de rivayet edilmiştir. Bu, bilgi kıtlığının sebep olduğu Buhârî ve Müslim'in Ebû Hureyre (r.) kanalıyla rivayet ettiği bir hadiste Rasullullah (s.) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar ezandaki ve ilk saftaki fazileti bilseler ve (bunların sevabını) yakalamada kur'a çekme zorunda kalsalardı kur'a çekerlerdi!" Müslim'in Ebû Hureyre (r.) kanalıyla rivayet ettiği bir başka hadiste Rasullullah (s.) "Erkeklerin en hayırlı safı ilki, en kötüsü sonuncusudur." buyurmuştur. Eller sadece ayakta bağlanır. Teşehhüd halinde ise diz üzerine konur. Bu kimseler bu tür şeyleri adet haline getirmişlerdir. İblis bunları öyle aldatır ki, bilmeden birçok vacipleri terk ettikleri olur.
Bazısı imam selam verirken kendisinin okuması vacip olan duaları okumadığı halde onunla birlikte selam verir. Hâlbuki bu imamın sorumluluğunu üstlenip cemaatin söylemesine gerek olmayan şeyler değildir. (Hanefilere göre son teşehhüde teşehhüd miktarı oturmakla namaz olur. Salâvatlardan sonra "rabbenâ atinâ" gibi dualar sünnettir.)
İblisin aldattığı başka kimselerde namazları çok uzun kılar, dua ve sureleri çok uzun okurlar, böylece namazlardaki sünnetleri terk ederler ve mekruh işlerler. İbadet düşkünü birini gördüm: gündüz vakti nafile namazını sesli kılıyordu. Ona "Gündüz namazda sesli okumak mekruhtur" dedim. Bana "Sesli okumak suretiyle uyku basmasına engel olmaya çalışıyorum" dedi. Ben "Sabaha kadar uyumayı sünnetleri terk etmen olmaz. Seni uyku bastırdığında hemen uyu. Çünkü bedenin senin üzerinde hakkı vardır." dedim.
Gece Namazı Vesveseleri
İblis bazı âbidleri de gece namazını çok uzun kıldırmak suretiyle aldatır. Onlardan bazısı gece boyunca namaz kılar. Kıldığı gece ve duhâ namazlarına farz namazlarından fazla sevinir. Bu kişi sabah namazı öncesi bitkin düşer böylece bazen sabah namazını kaçırır. Veya kalkıp namaza hazırlık yapana kadar cemaatle namazı kaçırır. Veya bitkin ve yorgun sabahladığından ailesinin geçimi için çalışmaya takati kalmaz.
Hüseyin Kazvinî adında bir âbid bir hoca gördüm. Gündüz vakti Mansur caminde çokça yürüyüp dururdu. Yürümesinin sebebini sordum, "uymamak için" dediler. Dedim ki bu şer'an ve aklen cahilce bir harekettir. Çünkü Rasullullah (s.) Nefsinin senin üzerinde hakkı vardır. Hem (gece namazına) kalk, hem de uyu." buyurmuştur.
Rasullullah (s.): "Orta yoldan ayrılmayın. Çünkü her kim dine galebe çalmaya çalışırsa o kendisine galebe çalar (Yani sonunda aciz kalır hepsinin üstesinden gelmesi imkânsızdır.)" Enes b. Malik'ten rivayet edildiğine göre Rasullullah (s.) bir gün mescide girdive iki sütun arasında çekilmiş bir ip gördü "Bu nedir?" diye sordu. "Bu ip Zeynep'indir. O burada namaz kılıyor. Gevşediğinde veya tembelleştiğinde ona tutunuyor." dediler. Rasullullah (s.): "Onu çözün" buyurdu. Sonra "Dinç olduğunuz vakitte namaz kılınız. Yorulduğunuzda veya gevşediğinizde oturunuz." buyurdu. Âişe (r.) den rivayet edildiğine göre Rasullullah (s.) şöyle buyurmuştur: Sizden birini uyku bastırdığında uykusu gidinceye kadar yatıp uyusun. Uykulu uykulu namaz kıldığında olabilir ki istiğfar ediyorum derken kendine söver!" Bu sahih bir hadistir. Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir. Bir önceki hadisi de sadece Buhârî rivayet etmiştir.
Bu hareketin aklen cahillik olduğuna gelince; uyku zayıflayan bedeni yeniler. Kişi ihtiyaç duyduğu vakitte uykuyu defetmeye çalışırsa bu onun bedenine veya aklına olumsuz etki eder. Velhasıl cahillikten Allah'a (c.) sığınırız!
Birisi ancak ben seleften bazı kimselerin geceyi ibadetle ihya ettiklerini söyledim. Derse cevaben deriz ki: onlar bunu tedrici olarak yaptılar, sonunda bunu rahatlıkla yapabilir duruma geldiler. Böylece onlar sabah namazını cemaatle kılacaklarına güveniyorlardı. Kaylûle (gündüz) uykusunu da uyurlar, böylece gece için güç kazanırlardı. Ayrıca az yerlerdi. Bunlardan dolayı onların bu hareketleri doğrudur. Kaldı ki bize Rasullullah'ın (s.) hiç uyumaksızın sabaha kadar namaz kıldığına dair hiçbir rivayet ulaşmadı. Her halükarda, uyulması gereken Rasullullah'ın (s.) sünnetidir.
İblis gecelerini ihya eden bu kimselerden bazılarını kandırdı da gündüz bunu insanlara anlatmalarını sağladı. Onlardan kimi, o vakitte uyanık olduğunu öğrensinler diye "Filan müezzin ezanı şu vakitte okudu" der. Bu kimse riyadan kurtulsa dahi yaptığı hareketin açacağı en küçük zarar; ibadetini gizli olandan açık olana dönüştürmesi, böylece sevabını azaltmasıdır.
Gösteriş Namazı
İblis bazılarını da namaz ve başka ibadetler için mescide inzivaya çekilmekle aldatmıştır. İnsanlar bunları bilirler, yanlarına gelip onlar gibi namaz kılarlar. Halleri insanlar arasında yayılır meşhur olurlar, meşhur olurlar. Bu iblisin hilelerindendir. Nefis ibadet için bundan güç alır. Çünkü hareketinin insanlar tarafından duyulduğunu ve kendisine övgüler yağdırıldığını bilir. Zeyd b. Sabit'ten rivayet edildiğine göre Rasullullah (s.) şöyle buyurmuştur: "Kişinin kıldığı en faziletli namaz evinde kıldığı namazdır. Ancak farz namazlar müstesna" Bu hadisi Buharî ve Müslim rivayet etti. Amir b. Abdikays insanların kendilerini namaz kılarken görmelerinden hoşlanmaz ve her gün bir rekât nafile namaz kıldığı halde Hiçbirini camide kılmazdı. İbni Ebî Leyla da namaz kılarken biri yanına girecek olsa hemen yatardı.
Kaynak: İbnü'l Cevzi, Şeytan Ayartması (Telbis-i İblis), Elif Yayınları.