Kuranı Kerimde
حم وَالْكِتَابِ الْمُبينِ اِنَّا اَنْزَلْنَاهُ فى لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ اِنَّا كُنَّا مُنْذِرينَ فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ
"Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an’ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. Her hikmetli emir, o gecede ayırt edilir.
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَقُومُوا لَيْلَهَا وَصُومُوا نَهَارَهَا فَإِنَّ اللَّهَ يَنْزِلُ فِيهَا لِغُرُوبِ الشَّمْسِ إِلَى سَمَاءِ الدُّنْيَا فَيَقُولُ أَلاَ مِنْ مُسْتَغْفِرٍ لِي فَأَغْفِرَ لَهُ ألاَ مُسْتَرْزِقٌ فَأَرْزُقَهُ أَلاَ مُبْتَلًى فَأُعَافِيَهُ ألاَ كَذَا ألاَ كَذَا حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ سنن ابن ماجه
“Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim’ buyurur.” (İbn Mâce) Şaban ayının 15. gecesi on bir ayın sultanı Ramazan’ın habercisi olan Berat Kandilidir. Şaban ayının 15. gecesi olan Berat gecesi, af ve mağfiret gecesi olmasının yanı sıra, mahlûkatın bir sene içindeki rızklarına, zengin veya fakir, aziz veya zelil olacaklarına, ihya veya imate edileceklerine ve ecellerine dair Allah tarafından meleklere malumat verileceği beyan olunan önemli bir gecedir de. (Ömer Nasihi Bilmen, s.188.)
Bazı âlimlere göre, Beraat gecesinde, Rızıklarla alâkalı defter Mikail (as)’e, savaşlar, depremler ve diğer afetlerle ilgili defter Cebrail (as)’e; amellerle alakalı defter, İsrafil (as)’e ve diğer musibetlere ait defter de ölüm meleğine teslim edilir. (Canan, Kütüb–ü Sitte, 3/287)
Berâat gecesinde, beşerin kader programı nev’inden bir İlâhî icraat yapıldığı için, bu gece Kadir gecesi kutsiyetindedir ve bütün senenin bir çekirdeği hükmündedir. (Said Nursi, Tarihçe–i Hayat, s.601)
Hz. Aişe (ra) anlatıyor: Peygamber Efendimiz Şaban ayının 15. gecesi olan Beraat gecesi’nde: Ya Aişe! Bu gece hangi gecedir? buyurdu. Ben de: Allah ve Resulü en iyi bilir... dedim. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurdu: Bu gece Şaban'ın 15. gecesidir. Bu gecede dünya işleri ve kulların amelleri Yüce Allah’a arz olunur. Bu gece Allah'ın Cehennem’den affettiği kimselerin adedi, Benî Kelb Kabîlesi’nin koyunlarının kılları miktarıncadır.buyurdu. Ve: Sen bu geceyi benim ibâdetle geçirmeme izin verir misin? dedi. Ben: Evet, buyurun, dedim. Resulullah (sav) namaz kılmaya başladı. Fatiha ve küçük bir sûre okuyarak kıyâmını hafif tuttu. Secdesini ise gecenin yarısına kadar uzattı. Sonra ikinci rek'ata kalktı. Birinci rek'attaki kıraat gibi kıraatını hafif ettikten sonra, secdeye vardı. Ve sabaha kadar secdede kaldı. Ben Resulullah'ın o kadar uzun secdede kalmasından ve kendisinden geçmiş görünmesinden, ruhu kabz oldu sanmıştım. Bu endişe ile kendisine yaklaştım. Mûbarek ayaklarına dokununca vefat etmediğini anladım." (Beyhaki)
Yüce Allah, Duhan Suresinin ilk ayetlerinde şöyle buyurur: "Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an’ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir.. Ayette geçen, “mübarek gece”den maksat, bazı müfessirlere göre Berat gecesidir. Âlimler konuyla ilgili ayet ve hadislerden hareketle Beraat gecesine ait beş hasleti şöyle özetlemişlerdir:
Hz. Peygamber, Berat gecesinin içinde bulunduğu Şaban ayında nafile oruç tutmaya özen gösterirdi. Bunun sebebini soranlara şöyle cevap verirdi: "Şaban ayı, Receb'le Ramazan arasında insanların gaflet ettikleri bir aydır. Hâlbuki O, amellerin âlemlerin rabbine yükseltildiği bir aydır. Ben, oruçlu olduğum halde amelimin yükseltilmesini istiyorum." [Nesâî] Hz. Peygambere "Ramazandan sonra hangi oruç efdaldir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Ramazanı ta'zim için şa'bân ayı!" cevabını verdi." [Tirmizî] Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Ben, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Şâban ve Ramazan dışında iki ayı peş peşe tam olarak oruçla geçirdiğini görmedim." [Tirmizî, Ebu Dâvud ve Nesâî] "Şaban ayının 15. gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) sabaha kadar: Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yokmu? Böyle olan yok mu? Buyurur (İbn Mâce). "Şüphesiz Allah Teâlâ Şaban ayının 15. gecesi dünyaya en yakın olan semaya (keyfiyyeti bizce meçhul bir şekilde) iner ve Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısından daha çok günahları (veya günah sahiplerini) bağışlar" (İbn Mâce)
Bu kadar hayrı ve bereketi bol olmasına rağmen bu geceden istifade edemeyen zavallıları anlatan bir hadis mealiyle noktalayalım: