Bir hasta, gücüne göre namaz kılmakla yükümlüdür. Ayakta durmaya gücü yetmeyen veya ayakta durması iyileşmesinin uzamasına veya hastalığının artmasına sebep olacağı anlaşılan bir hasta oturarak namazını kılar. Oturmaya da gücü yetmezse, gücüne göre yan üzeri veya sırt üstü yatarak işaretle (ima ile) namazını kılar. Bu kolaylığın delili şu hadise dayanır: Basur hastalığı olan bir sahabenin namazı nasıl kılacağını sorması üzerine Allah Resulü (s.a) şöyle buyurmuştur: "Ayakta kıl, eğer buna gücün yetmezse oturarak, yine gücün yetmezse yaslanarak kıl. Eğer gücün yetmezse sırt üstü kıl. Allah kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez." (Buharî, Tirmizî, Nesâî, Ebû Dâvûd ve Ibn Mâce)
Hz. Peygamber bir hastayı ziyaret edip, onu yastık üzerine namaz kılarken görünce, yastığı atıp şöyle buyurdu: "Gücün yetiyorsa yerde kıl, yetmiyorsa îmâ ile kıl. Secdede rükû'undan daha fazla eğil." (Beyhakî) Başka bir rivayette: Oturarak kılmaya gücü yetmezse kıbleye yönelerek sağ tarafı üzerine kılar. Sağları üzere kılmaya gücü yetmezse, ayaklarını kıbleye çevirerek sırtüstü kılar." buyurmuştur. (Darekutnî)
Ayakta durmaya gücü yetip de rüku ve secdeye eğilemeyecek durumda olan biri; ayakta durur, namazını ayakta kılar; rüku, secde ve selamları ima ile yapar. İma, kıyam için başın düz durması, rüku için biraz eğilmesi secde için biraz daha eğilmesidir.
Hasta ayakta duramayacak gibi ise, oturarak namazını kılar. Rüku için yarım eğilir, secdeleri aynen yapar.
Oturarak namaz kılan kişinin, rüku ve secde yapabilecek gücü yoksa, bunları ima ile yapar.
Bir hasta ayakta kılamadığı gibi, oturarak da kılamıyorsa, yatarak ima ile namazını kılar.
Bütün bu durumlarda namaz kılmaya gücü yetmeyen kişinin namazı kalır, bunları iyileştiği zaman kaza eder.
Oturarak namaz kılmaya başlayan kimse namaz içinde iken kendisinde iyileşme hissederse, bundan sonra ki rekatları ayakta tamamlar.
Hasta olmayan kimsenin nafile namazları oturarak kılması caiz ise de, ayakta namaz kılmanın sevabı daha çoktur.